Uzmanlardan acı bal uyarısı

Uzmanlardan acı bal uyarısı

KTÜ Ivedili Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Çağ:

“Şifa bulacağım diye niteleyerek sağlığınızdan olmayın”

“Orman Gülü türü çiçeklerle beslenen arıların ürettiği ballarda ‘Grayanotoksin’ dediğimiz toksin oluyor ve bu toksin insanları zehirleyebiliyor”

TRABZON – Orman Gülü ailesinden Komar çiçeği ve Sarıağı çiçeği türü çiçeklerle sönümsüz arıların ürettiği ballarda ‘Grayanotoksin’ denilen toksin bulunduğu ve bu toksinin insanları zehirleyebildiği belirtildi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Malumat Fakültesi ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Dalan Birliği iş birliği ile planlı “Orman Gülü Çalıştayı” geçtiğimiz günlerde KTÜ Uygulayım Bilimi Aktarma Merkezi Derinti Salonunda yapıldı. Çalıştayda, orman gülü balı ve deli balın sosyo-hesaplı, apiterapötik ve karakterizasyonu ile ilgili konular ilk kez ele alınıp tartışılırken gündeme, alınan orman gülü bitkisi ve balı ile ilgili tartışılan konular ve öneriler doğrultusunda hazırlanan ortak ifade katılımcılarla okundu.

Raporda dünyada orman gülü türlerinden üç türünün Karadeniz Bölgesinde bati yerine bulunduğu belirtilerek Mayıs-Haziran aylarında açan Komar çiçeği ve Sarıağı çiçeğinden sönümsüz arıların ürettiği balların kimi zaman toksik özellikler taşıdığı, toksik özelliğe eş orman gülü ballarının deli bal olarak adlandırıldığı kaydedildi. Düzgüsüz Balın istihsal potansiyelinin yüzde 95 oranda Türkiye’da Karadeniz Bölgesinde bulunduğu ve literatürdeki zehirlenme vakalarının çoğunun bu kesim ballarından kaynaklandığı belirtildi.

Raporda, kâin durumda deli bal yerine anlatım edilen orman gülü balının ‘Grayanotoksin’ içeriği zımnında gıda olarak piyasaya arzının haram olduğu hatırlatılarak ne balın orman gülü balı, hangi balın acı bal olduğu hususunun tespiti için çiçek tozu analizleri ile baldaki toksinlerin tespit edilmesi gerektiği kaydedildi.

“Karadeniz Bölgesi’nde bal zehirlenme vakalarına sıkça rastlanılıyor”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Maharet Üniversitesi Farabi Hastanesi Tıp Fakültesi Başdoktor Yardımcısı, Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Çağ, Karadeniz Bölgesinde bal zehirlenme vakalarına sık sık rastlanıldığına dikkat çekerek “Komar çiçekleriyle beslenen arılar komar çiçeklerde üretilen ballarda Grayanotoksin dediğimiz toksin oluyor ve bu toksin insanları zehirleyebiliyor” dedi.

Karadeniz bölgesinin bal üretimi bakımından zengin olduğunu hatırlatan Gün, “Karadeniz Bölgesi bal üzerine zengin, Türkiye’üstelik ve dünyada tanıdık bal çeşitlerimiz var. Bunların ortada kestane balı, orman gülü balı de var. Karadeniz’üstelik balların genellikle tamamında benzeri koku güzelliği var ve bu balı yemeye başladıktan bilahare insanlar ayrıksı ballara metanetli demet göstermezler. bu bakımdan Karadeniz bölgesinin ballarının soylu erki değeri çok yüksektir. Bunlar içerisinde Anzer balının Karadeniz balları içinde hususi bire bir yeri var. Üretildiği bölgenin yayla veya mezire denilen bölgelerin nebat çeşitliliği, endemik bitkileri çokça aşkın. O nedenle Anzer balının kendine has bitkisel ve nevale değeri var. Onun üzere hem marka değeri yüksek hem şifa namına dahi çok çok değerlendirilen benzeri bal çeşidi. Anzer balı Karadeniz ballarından az buçuk elan farklı” diye niteleyerek konuştu.

Bölgede zehirlenmelerin genelde baldan kaynaklandığına dikkat çeken Gün, “Karadeniz Bölgesinin denize vekil yamaçlarında Komar çiçekleri vardır. Bazen yerlerde haddinden fazla vardır bazen yerlerde az vardır. Komar çiçekleriyle beslenen arıların üretmiş olduğu ballarda Grayanotoksin dediğimiz toksin bulunuyor ve bu toksin insanları zehirleyebiliyor. Bu zehirlenmeler bölgede sunu fazla karşılaştığımız zehirlenme çeşitlerindendir. Baldan zehirlenen kişileri genellikle hastanelere getirmezler. İnsanlar özlük imkanlarıyla geçiştirmeye çalışır. Tevettür, nabız çok dokunaklı düştüğü antlaşma hastaneye dirimsel ayla geliyor hastalarımız. Otama imkanlarımız var. Çokça nadir kendisine kalbi haddinden fazla çok yavaşlayan durma noktasına mevrut ruh melez taktığımız hastalar dahi olmuştur. Yurdun ayrı ayrı yerlerinde Karadeniz balı yedikten sonraları vefat ettiği bildirilen vakalar var” şeklinde konuştu.

“Bal alırken üreticiden bilgelik kabul etmek haddinden fazla makro”

Bal alırken üreticiden alınacak bilginin haddinden fazla şanlı olduğunu kaydeden Devir, “Balın zehirleme ihtimali değişik nedenlere merbut olabiliyor. Orman gülleri, sarıağı çiçekleri, komar çiçeklerinin çokça ciddi olduğu bölgeye petek yakınsa o petekteki balın ağılama ihtimali yüksektir. Bu çiçekler Mayıs ve Haziran aylarında açkı. Eğer o aylar kurak geçtiyse arılar o çiçeklerden çokça aşkın bal üretir ve o balların ağılama ihtimali yüksektir. Karadeniz ballarının neredeyse tamamında beş altı ya da haddinden fazla ‘Grayanotoksin’ dediğimiz zehirden zararsız ayrımsız cirim vardır. Özen etmemiz gereken Komar ve Sifin çiçeklerinin pahal olduğu bölgede üretilen ballardan tüketirken müstahsil ile temasa geçip bu balın peteğinin çiçeklere andıran mı ırak mı olduğunu çözüp ona göre bezdirmek. Eğer komar çiçeklerinin kısık olduğu bölgeye mümasil petekte üretildiyse tıpkısı çay kaşığı tüketim de kişiyi bayıltacak büyüklüğünde tansiyonu düşürebilir” ifadelerini kullandı.

“Bölgede binlerce yıldır iflah amacıyla tüketilir”

Prof. Dr. Abdulkadir Tarih, balın binlerce yıldır şifa kaynağı olarak tüketildiğini hatırlatarak açıklamaları şöyle sürdürdü:

“Bu bölgede binlerce yıldır onma amacıyla tüketilir. ağrı kesici kendisine, çöz düzenleyicisi olarak, gerginlik düşürücüsü namına nabzı düşürücü namına üste hayatiyet, cinsel gücü artırıcı olarak tüketilir. Bizim bu konularda yaptığımız uluslararası icraat var. Dünyadaki etkili dergilerde birçok çalışmamız yayınlandı. Az dışında acı bal konusundaki bilgilendirmeler yapılırken ya üstelik referans gösterilirken bizim üniversitemiz, bölümümüz yoluyla üretilen icraat üzerinde duruluyor. Binlerce yıldır iflah amaçlı tüketilen bu balın iflah etkilerinin neler olduğunu tamlık anlamamız amacıyla ve bunu insanların dimdik tıpkı şekilde, gelişigüzel risk yaşamadan tüketmesi amacıyla henüz çok faaliyet yapmamız gerekiyor. Bu bölgede binlerce yıldır hem üretilip hem dahi tüketilen komar balını tıpkı standarda oturtmamız gerekiyor kim insanlarımız nâr yaşamasın ve tıpkısı zamanda iflah bulsunlar. Bu konuda çalışmalarımız bitmeme ediyor. acı bal üzerine ızdırap etkisi ve şifa etkisi konusunda yaptığımız çalışmalarımız var.”

Seçkin sene yüzlerce güç deli baldan afiyet sorunu yaşıyor

Temas sene, acı bal yiyici yüzlerce kişinin arızi sağlık sorunları yaşadığına ilgi çeken Tarih, “Seçme sene yüzlerce gönül deli bal yediği zaman bal cirim. Eğreti olarak gözü kararır, baygınlık geçirir. Bu kişiye tuzlu katık verilir, tıpkı süre dinlendirilir ve düzelir. Bölge insanı bunu agâh. Geçtiğimiz aylarda Düzce’dahi benzeri kocaoğlan zehirlenmişti. Orada ayının durumunu gören insanlar bunu anladı ‘bal tuttu’ dedi. Zira bu tipiktir, görüntüsü de tipiktir. Daha ızdırap, mufassal süre zehirlenme belirtileri bitmeme ederse acul ayrımsız şekilde afiyet sistemini harekete geçirerek hastaların tıpkı an önceki hastaneye ulaştırılması gerekir. Hastanelerimizde ivedili servislerde bizim yaptığımız çalışmalar otama yöntemleri doğrusu biliniyor. Arsıulusal dergilerde meydan kayran bu yöntemlerle beraber hastalara tedavi uygulanıyor. Ağılı balın hangi bölgelerden geldiği ve bu zehirli balın kaynağı üzerine yaptığımız bire bir çalışma var. Baldaki zehri değerlendirme yöntemi için patent çalışmamız var. Bunları çözersek ve eş çalışmalarla bu sorunun hem ticari boyutu hem afiyet boyutu konularında eke ilerlemeler sağlayacağız” bilgisini paylaştı.

Share: