BOLU’bile, nörolojik tıpkı çor olan Guillain-Barre Sendromu (GBS) zımnında hastanede tedavi gören oğlu üzere Bartın’dan mevrut Ahmet Güçsüz (47), 145 gündür hastanenin otoparkına park yeri ettiği aracında yatıyor. Çevredekilerin fark etmesiyle Ahmet Yorgun, 3 gündür arızi adına aynı hayırseverin kullanmadığı karye evinde kalmaya başladı. Oğlunun tedavi süreci zımnında tembel kaldığını belirten Apışık, Yetkililerden oğlumun tedavi sürecince bana temelli tıpkı hal bulmasını istiyorum dedi.
Bartın’dahi hayat dolu Ahmet Yorgun’un 24 yaşındaki oğlu Değer Yorgun, 4 yaşındayken sara hastalığına yakalandı. Geçen april ayında Bartın’birlikte hastaneye götürülen gence ayrıca vertigo teşhisi üstelik kondu. Vertigonun beyinde nöbet açtığı hasar sebebiyle sinir sisteminde meydana mevrut, vücutta adale güçsüzlüğüne, tepke kaybına, uyuşmaya, karıncalanmaya amil olan ve geçici damla abes yaratabilen GBS teşhisi kondu. Kesme tedavisi olmayan fakat etkileri azaltılabilen nörolojik hastalığa yakalanan tüvana, tedavisi amacıyla Bartın’dan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Bilimi ve Araştırı Hastanesi’ne sevk edildi. Onur Şaşkın, 145 gündür 100 bin kişide 1 görülen nadir rastlanan hastalığı sebebiyle kırıcı bakımda tedavi görüyor.
OĞLUNUN YANINDAN AYRILMIYOR
Öz Saygı Yorgun’un babası Ahmet Güçsüz birlikte bu otama sürecinde, hastanede oğlunun yanından ayrılmadı. Ahmet Apışık, Bolu’bile kaldığı süreçte daha önceleri çalıştığı işinden bile ayrılmak zorunda kaldı. Ahmet Güçsüz, 145 gündür hastanenin otoparkına park yeri ettiği otomobilinde yatıyor. Hastaneye gelip gidenler ise Ahmet Apışık’un otomobilde yattığını ayırt edince ona koruyucu oldu. Mustafa Âlem isimli bir can, köy evini Ahmet Güçsüz’a açtı. 3 gündür arızi namına köy evinde mütezayit Ahmet Yorgun, yetkililerden kendisiyle ilgilendiren kalımlı bir çözüm bulunmasını istedi.
‘BEDENİMİZDEN BİR ÇINGI BURADA OLDUĞU İÇİN AYRILMA EDEMEDİM’
Hastane önünde makine içinde uyuduğunu tamlayan Yorgun, şu ifadeleri kullandı
Dışarıdan geldiğimiz için yavaş bakımdaki etibba bize, ‘Hastanızı bırakın, biz size günce bilgelik vereceğiz. Siz gidebilirsiniz’ dediler. Benim evladım burada olduğu üzere, bedenimizden aynı parça burada olduğu için burayı metrukiyet edemedim. Zaman haliyle 145 aktarılma oldu. Ego gün sayıyorum oğlum amacıyla. İlaçları karşılamakta da zorlanıyoruz. Bu süreçten önce çalışıyordum. İşveren bana apotr oldu. İdare edip, maaşımı gönderdi. O ahit pürüz yaşamadık. Amma kalkmak zorunda kaldım işten. Burada kalmak zorundayım. arada bir eşim bile geliyor. Alay Malay kalıyoruz. Araba yatıp, arabada kalkıyoruz. 3 gündür da iyicil birinin evinde. Buraya geldiğimde bozuk haldeydim. Tutunacak vadi aradık amma ayrımsız nev balya gelmedi. Sağlıklı olsun Mahmut Kayran isimli tıpkı vatandaşın vasıtasıyla Mustafa Evren isimli ayrımsız hayırseverin evinde kalıyorum 3 gündür. 145 çağ otomobilde yattıktan sonradan, hayırhah birisi iyi olsun karye evini 3 gündür bana açtı. Ego orada kalıyorum şimdilik amma yetkililerden oğlum tedavi sürecince bana temelli aynı hal bulmasını istiyorum.
‘TALEBİMİZ SICAK BİR YER’
Havaların soğumasıyla otomobilde kalmasının imkansız ayla geldiğini belirten Apışık, Eşimi kimi vakit yanıma çağırıyorum. Bartın’a kirlilerimizi götürüp, yıkayıp vurdumduymaz getiriyor. Bilahare esasen gidiyor. Hep arabada kaldık. Eşim olmadığı ahit üstelik mescitte kalıyorum. Havalar soğudu bundan sonra. Eşim yokken arabaya girdim, sivri soğuktu. Arabayı çalıştırdım, dizlerimi hissetmedim, haddinden fazla soğuktu. Arabada kalamadım ve çıktım. Acilde sobalı bir düz var. Orada sabahladım. Orada üstelik çoluklu çocuklu mevrut oluyor. Ben üstelik orayı üstelik kalkmak zorunda kalıyorum diye konuştu.
Yetkililerden mihman ayrımsız hal isteyen Apışık, Talebimiz hamam tıpkı kayran. İlaçlar amacıyla yardım bekliyorum. İnşallah çocuğum ayağa kalkarsa, ego zaten hizmet etmek istiyorum. Çalışırım doğrusu. Bu sürece gelinceye kadar durumumuz gayet iyiydi. Tek talebimiz yoktu. Oğlum şu anda yürüyemez halde, kolları hareket etmiyor. Bakıyor, konuşamıyor. Şu andaki tedavisi bu şekilde bitmeme ediyor dedi.
