Sedyeden atlayıp gazetecilerin konusunda koşmuştu, başına gelenleri anlattı

Sedyeden atlayıp gazetecilerin üzerine koşmuştu, başına gelenleri anlattı

“Kalabalığı görünce çıkmak istemedim, oysa beni arıyorlarmış”

KOCAELİ – Kocaeli’nin Darıca ilçesinde denize düştüğü sanılarak hastaneye kaldırıldığı tam, kendisini görüntüleyen gazetecileri fark edince sedyeden atlayarak muhabirlerin üzerlerine koşan şahsın, denize çalkalanmak üzere girdiği ortaya imdi. Mavera yandan Burak Özdoğan o anları anlattı.

Fenomen, geçtiğimiz dolaşma akşam saatlerinde Kocaeli’nin Darıca ilçesi Martir Maya Dudayev Sahil Parkı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, serinlemek üzere denize giren Burak Özdoğan’ı gören vatandaşlar, intihar ettiğini düşünerek durumu 112 Evgin Davet Merkezi’ne bildirdi. İhbar konusunda adrese afiyet, itfaiye ve polis güçleri ekipleri atıf edildi. Gücük sürede adrese ulaşan ekipler, Özdoğan’ı yetmek için mesai başlattı. Bilcümle bu olanlardan bihaber tıpkısı şekilde yüzmeye devam eden Özdoğan’ın yanına periferi güvenlik tekneleri geldi. Tekneye alınan Özdoğan, daha sonra kıyıya çıkarılarak esenlik ekiplerine tasdik edildi. Tedarik amacıyla hastaneye götürülen Özdoğan, sedyeyle ambulanstan indirildiği sırada kendisini görüntüleyen gazetecileri fark edince, sedyeden atlayarak muhabirlerin konusunda koştu.

“Meğerse beni arıyorlarmış”

Yaşadığı trajikomik olayı İhlas Selen Ajansı muhabirine anlatan Burak Özdoğan, “Görüngü akşamı buralarda geziniyordum. Arada Bir temel itaat etmek üzere sahile inerim. Cisim sıcaklığım yükseldi. Dakikasında buradaki kayalara oturdum. Denizin sıcaklığına baktım. Ondan sonradan ‘Ben tıpkısı yüzeyim’ dedim. Alelumum yüzerim, Darıcalılar genellikle rahat saatlerde, kimsenin olmadığı saatlerde, yaz-şita ayırt etmeksizin yüzerler. Üzerimi çıkardım, etrafta insanlar vardı. Kavisli anlamasınlar diye niteleyerek üzerimdeki montu çıkarttım, çökertme telefonumu çıkarttım, cüzdanımı, paramı çıkarttım ve suyun içerisine atladım. Sonrasında tahminî 100-150 metre yüzdüm. Yüzerken kıyıya baktım ayrımsız neşeli olduğunu gördüm, cankurtaran, polis güçleri, biraz pasaj itfaiye gelmiş. ‘Ne oluyor acep?’ diye niteleyerek düşündüm. Gene kıyıya geçmek istemedim. O esnada baya benzeri yüzdüm, açıldım. Sonrasında yanıma ağız emniyetinden ekipler geldi. ‘Ne yapıyorsun?’ diye niteleyerek sordular, ben bile ‘Yüzüyorum’ dedim. Mevrut teknelerden aynı tanesinin kaptanı bile benim çocukluk arkadaşım. ‘Herhalde bir mesele var, sahil güvenliğe ihbarda bulunulmuş’ dedi. Esasen bilcümle amacım genişlemek amacıyla denize girmekti. Kalabalığı görünce geçmek istemedim, meğer beni arıyorlarmış. Duyar tıpkı vatandaş, benim denize girdiğimi görünce intihar ediyor diyerek ihbarda bulunmuş. Dolayı karışmış, trajikomik tıpkısı olay oldu burada. İskeleye çıkarıldım bilahare ambulansa binmem gerektiği söylendi. Ben dahi ‘Herhangi aynı problemim namevcut, kardeşime söyleyeyim arabayla gelsin beni alsın’ dedim. Elhak benim planım üstelik buydu. ‘Yüzerim, kardeşim beni buradan arabayla alır, evime gider yatarım’ düşüncesindeydim. Ambulansa bindirdiler, hastaneye akla yatkın gittik. Sedyede oturuyordum, muamelat gereği soy yolu açılması gerektiğini söylediler, bunu reddettim” dedi.

“Hemen ‘Benim, fon almanıza lazım yok’ gitmek istemiştim”

Sedyeyle aşağıya indirildiğimde karşısında gazetecileri gördüğünü dile getiren Özdoğan, “Dolayısıyla gayriihtiyari aynı şekilde ‘Ne oluyor?’ diye sedyeden kalktım. Sonrasında tanıdığım tıpkı gazeteci beyefendiyi gördüm. Onun üstüne makul koştum. Amacım kendisini dızlamak değildi. ‘Erol abi benim, beni tanı, Burak ego’ diye niteleyerek kendimi yayımlamak üzere üstüne koştum. Takkadak ‘benim, fon almanıza lüzum namevcut’ etmek istemiştim. Bu da gayriihtiyari olan aynı özdek. İnsanlar hakeza aslı, astarı anlaşılan sıfır işlerde görüntüsünün alınmasını istemez. Sonra polis arkadaşlar müdahale ettiler, hastaneye girdim, muktezi muayenem yapıldı. Bilahare karakola gittik. İntihar vakası denmiş, intihar edecek tıpkı koca montunu, telefonunu, cüzdanını, eşyalarını bırakıp denize atlamaz. Ego yüzmeyi çokça mebzul bilici bire bir insanım, kenar çocuğuyuz. Hakeza tıpkısı görüngü geçti başımızdan. Şu an sosyal medyada baya bire bir yorumlar falan yükselmiş. Telefonum tek susmuyor. Ego normalde telefonumun şarjını 2 günde bire bir yenileyen ayrımsız insanım amma olaydan sonraları 3 saatte tıpkısı yenilemeye başladım. Yurtdışındaki arkadaşlarım bile aramaya başladı. Burada esnafım, çarşıya çıktığım ahit insanlara sonsuz veca inandırmak zorunda kaldım. İnsanlarla konuşmaktan şerha, damağım kurudu. Içtimai medyada çokça tuhaf paylaşımlar var, taslak çizenler var. Altına taşlama içerikli yorumlar atanlar var. Bunlar lüzum istemez insanı az buçuk rahatsız ediyor” diye konuştu.

Share: