Polat uçlu kalemlerle bakıra model veriyorlar

Erzincanlı ustalar, polat uçlu kalemlerle bakıra tarz verip mesleği yaşatmaya çalışıyor.

Kentte bakırcılığın tarihi, İpek Yolu üzerinde düzlük düzlük ve “arkeopark” yerine bilinen Urartular dönemine ait Altıntepe Kalesi kazılarında sâdır eşyalara dayanıyor.

Erzincan Tecim ve Endüstri Odasının girişimleriyle 2002’da “Erzincan Bakır İmalat ve Halk İşlemeciliği Sanatı” adıyla Türk Nişancı ve Marka Kurumunca tescillenen ve Mahreçli Coğrafi İşaret Belgesi düz bakır işlemeciliği, kentte biraz uz vasıtasıyla yaşatılmaya çalışılıyor.

Geçmiş yıllarda, bakırdan yapılan ürünlerin ihracatının yapıldığı kentte şimdilerde birkaç sayıdaki atölyede, evlerde ziynet eşyası olarak beğenilen umum işlemeciliği bakır mahsulat hazırlanıyor.

Genellikle Erzincan Çap Çarşısı’nda kâin eş mağazalarının içindeki atölyelerde çalışmalarını yürüteç usta başkaları, bozuk usul çelik uçlu kalemlerle kalımlı asar bırakmaya çalışıyor.

“Şakirt gelmiyor yetişen kimse bulunmayan”

Bakır el işi atölyesi sahibi Yusuf Çelik, AA muhabirine, babasının 47 yıl süren çığır serüvenini, kendisinin bile 23 yıldır bitmeme ettirdiğini söyledi.

Mesleği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Polat, çırak bulamamaktan çeki duyduğunu belirtti.

Fabrikalarda paradigma üretimlerin peşi sıra halk işçiliğinin bulunmayan olmakla yüz yüze kaldığını vurgulayan Polat, “Şakirt gelmiyor yetişen kimse yok. Cenabıhak bize ne büyüklüğünde para verirse, hangi büyüklüğünde güç verirse tığ o şekilde devam ederiz.” dedi.

Polat, atölyeye tablo halinde mevrut bakırın tezgahlarda değişik işlemlerden geçtiğini, mergup modellere göre istihsal yapılarak ürünlerin satışa sunulduğunu söyledi.

Çırak olmadığı amacıyla tıpkı müddet sonra mesleğin bitme noktasına geleceğini anlatan Polat, ahali emeği ürünlere ilginin azaldığına dikkati çekti.

Çelik, 40 yıl önceki babasının, bakırcılığın popüler zamanında mesleğe hizmet ettiğini dile getirerek, “Maalesef demin mesleğimiz kaybolamaya beniz tutmuş. Aynı elin parmakları büyüklüğünde imalatçı kaldı. Erzincan’da bunlar bile bütün makul tıpkı yaşın üstündeki ustalarımız. Bu meslekte çok değil 10 yıl bilahare kimse kalmayacak.” diye konuştu.

“Bu mesleği öğretmeye mücahede ediyorum”

Bakır işleme ustası 64 yaşındaki Oğuz Özlok, bozuk usul, çelik uçlu kalemlerle bakıra minval vermeye çalıştıklarını, fabrikasyon ve yük işi yapmadıklarını anlattı.

Mesleğe 12 yaşlarında şakirt olarak adım attığını tamlayan Özlok, şöyle devam etti:

“Bu mesleği öğretmeye birlikte mücahede ediyorum amma şimdi gençlerin ve çocukların ilgisi birkaç. Genelde parafin yakalı işlerde işlemek ve yöneticilik açmak gayretindeler. Fakat bu mesleklere bile efsus olacak gibime geliyor. Zira bizim çocukluğumuzda ego hatırlıyorum evimizdeki kemirmek pişen kapların bütünü bakırdı. Kemirmek yediğimiz kaplar dahi bakırdı. Bakırda yemeğin lezzeti ayrımsız ayrıksı oluyordu. Demincek az buçuk daha turistik ve hediyelik işine döndü.”

Mesleğin geleceğine ilgili korkularını paylaşan Özlok, “Bizim kabil ustaların yegâne aynı korkusu var, bu mesleğin ustada kalması. Madun taraftan gelen bu işe merak salan çocuğumuz ve gencimiz namevcut. Tığ bu fani dünyadan göçüp gittiğimiz ant korkarım kim bu umum sanatı bizlerle bu arada toprağa gidecek.” dedi.

Share: