Düzce’de çadırlarda küsurat depremzedeler yaşadıklarını anlattı Açıklaması

Düzce’dahi depremde evleri hasar gören ya de evlerine girmeye korkan vatandaşlar, afetin üçüncü gününde AFAD vasıtasıyla kurulan çadırlarda kalmaya bitmeme ediyor.

Merkezdeki Millet Bahçesi’hangi kurulan çadırda eşi ve 2 çocuğuyla mütezayit Ön Gün Dürüst (42), AA muhabirine, deprem gecesi korkunç patlamasına mail bire bir sesle uyandığını söyledi.

Dürüst, sarsıntının başlamasıyla haddinden fazla korktuklarını belirterek, “12 Son Teşrin 1999 Depremini üstelik yaşadım ama bu çokça daha kötüydü kabil geldi bana. Binamızın zarfında sanki korkunç patlamış üzere. Sarsıntıyla alay malay yataktan kalktım ve çocuklara koşmaya başladım. Eşimle amacımız tığ kriz altında ölsek’ birlikte çocuklarımızı kurtarmaktı.” dedi.

Ak, depremden etkilenen herkese esbak olsun dileklerini ileterek, depremde birey kaybı ve fazla katabolizma olmamasına şükrettiklerini kaydetti.

Depremin peşi sıra, çocuklarının eve elde etmek istemediğini, üçüncü çocuğuna iki canlı olduğunu anlatan Ak, şöyle konuştu :

“Evimizde hasar var. Çocukları eve başvurmak üzere ikna etmeye çalıştım ama banko kandırma olmuyorlar. Hasar tespiti yapılmasının ardından bile, eve gezmek istemiyorlar. ‘Yıkılsa hangi olacak’ diyerek sorular soruyorlar. Düzce’de mevcut tek evde oturmak veya yüzmek istemiyorlar. ‘Müstakil familya bulalım’ diyorlar. Akşam Ezanı baran başladı. AFAD’tan Allah razı olsun, o büyüklüğünde uğraştılar çadırları boşaltmak amacıyla ama soğuktu evvel akşam. Sabahleyin kalkıp celi kurulan tırlara, kahvaltı yapmaya gidiyoruz. Çadırların ortada dolaşıyoruz. Evde depremden korkacağımıza, burada duruyoruz. “

-“Devletimizden Tanrı razı olsun”

12 Son Teşrin 1999 Düzce Depremi’nde evi yıkılan Nurten Şarap ise depremde ayağını zedelediğini, şanlı bire bir yaralanma yaşamadığını belirtti.

Depremin ardından çocuklarını evden görmek istediği sırada düştüğüne işaret fail Çakırdoğan, “Ayağım zedelendi. Üzücü tıpkısı andı, Allah bire bir elan yaşatmasın. Devletimizden Tanrı razı olsun, bize oba verdi. İlk geldiğimiz akşam, derakap çadırları kurdular askerlerimiz. Kemirmek ve öz ikramında bulunuyorlar. İçeriye akak ve battaniye verdiler.” ifadelerini kullandı.

Çakırdoğan, 12 Teşrinisani 1999 Düzce Depremi’ni dahi yaşadığını hatırlatarak, şunları söyledi:

“Müftülük binası, 1999 depreminde meşbu yana makul döndü. Annemin üzerine kalaslar düştü, ben çıkabildim dışarıya. Ayrıca sarsıntı sonrasında, ego aynı kamer büyüklüğünde konuşamadım. 12 Son Teşrin 1999 Depremi ile bu zelzele bire bir birine benzemiyor. Çünkü 23 sene eski zelzele, bir anda sallamaya başladı ve herhangi bir öz yerle benzeri oldu. Bu depremde ise düz altında benzeri tümden vardı ve bizi herhangi bir tarafa çalkantılı tıpkısı şekilde çevirdi. Evimize gidemiyoruz. Evimizin duvarları yırtık ve benim evimde öz meşrubat bardağım üstelik namevcut.”

Emine Bayraktar, “Evimde hiç benzeri şeyim kalmadı. Çokça ağır hasar var. En iri hasar kirişlerimizde var. Şu anda gündelik hayatımda, tek molekül yapamıyorum. Evimi düşünüyorum. Evimde benzeri birlikte kuşum var. İçeriye birlikte giremiyorum. Çadırlara çok şükür, Cenabıhak yokluğunu göstermesin. Ayrımsız şekilde duracağız.” ifadelerini kullandı.

Share: