“Doğu Karadeniz’de Zalim İşgali ve Harşit Savunması” sempozyumu sona erdi

Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Giresun Üniversitesi karı sahipliğinde düzenlenen ” Doğu Karadeniz’bile Moskof İşgali ve Harşit Savunması” sempozyumunun kapanış oturumu yapıldı.

Piraziz ilçesindeki bir otelde organize edilen kapanış oturumunda görüntülü telefon bağlantısıyla enformasyon özne Kültür ve Turizm Vekil Yardımcısı Eşsiz Alpaslan, Türkiye’nin tarihi açısından şanlı olan sempozyuma katılamadığını fakat serencam bildirgesi ve görüşülen konuların namına aktarılacağını söyledi.

“Şarki Karadeniz’bile Acımasız İşgali ve Harşit Savunması” sempozyumunun geçmişi haddinden fazla ferah varsaymak amacıyla kebir olduğunu vurgulayan Alpaslan, programın organizasyonunda emeği geçen gurur ve kişilere teşekkür etti.

Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmayan Can ise yeterince bilinmediğini düşündükleri Zalim İşgali ve Harşit Savunması’nın daha ince adına bilinilirliğini sağlamayı amaçladıklarını belirtti.

Harşit Savunması’nın bu coğrafyada yazılmış ayrımsız alplık hikayesi olduğunu vurgulayan Can, “Haddizatında Moskof işgali sırasında hemen Harşit’te değil eksantrik yerlerde üstelik haddinden fazla okkalı götürüm hareketleri olmuştur. Of’ta Acımasız güçleri 17-18 dolaşma durdurulmuştur ancak bu direniş hareketleri ortamında bildirme kapsamlısı ve arz güçlüsü Harşit Savunmasıdır. Bu vesileyle Harşit’te yurt ve millet için canını veren kahramanları rahmetle ve minnetle anıyorum.” diyerek konuştu.

Karadeniz Beceri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı ise yüz yıl ilk Ruslar’ın Doğu Karadeniz’e geldiğini anlatarak, şunları kaydetti:

” Trabzon’a dahi geldiler, Of Balçacı Deresi o yıllarda zaman akıyordu, Kop Dağı’nda, Odalık Murat’ta ve Harşit’te nazik çarpışmalar oldu. Bittabi biz bunları bilahare öğreniyoruz. Harşit’te tezyifkâr, ben süfli Nar Ağacı’nı, Nazan Bekiroğlu’nu okuduğumda Harşit Çayı’nda muhacirlerin geçişlerinde bastırık yaşadıklarını biliyordum. Kıytırık burada çok gani tıpkı savunma, yani Çanakkale’den sonraları ikinci ayrımsız savunma hattı buradaymış, eskimemiş öğrendim. Malumunuz, Kut’ül Amare’yi bakir öğrendik, Abdulhamid’e 20-30 yıl geçmiş tığ farklı şeyler söylüyorduk değil mi? Onun üzere bu bizim eksikliğimiz amma inşallah giderek, sempozyumun çıktılarından biri dahi bu, bunları yayınlamak, bunları gençlere yansıtmak olacak.”

Kalaba Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ulu Akdoğan de Gümüşhane dağlarından doğan ve Tirebolu’dan Karadeniz’e dökülen Harşit Çayı’nın derin bire bir yatağa ve dik bire bir vadiye cemaat olduğunu ifade ederek, bu özellikleriyle Harşit Çayı’nı katıksız bire bir bariyer ve çizik kendisine rapor etmenin olanaklı olduğunu kaydetti.

Bu nedenle 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa’nın Erzincan-Tirebolu arasına benzeri iz çekip savunma hattını burada konumlandırdığını aktaran Aksungur, “Hatta bu alnaç o kadar önemlidir kim doğuda Rusları boğmak için oluşturulmuş son defans hattıdır. Amansız çarpışmaların yaşandığı Harşit cephesinde Osmanlı cıvıl cıvıl birlikleri yöre halkının da yardımıyla Rusları burada durdurmayı başarmıştır. Bundan hava Harşit cephesi tarihçiler yoluyla Karadeniz’in Çanakkale’si namına nitelendirilir.” diye konuştu.

Osmangazi Şehremini Mustafa Dündar ise “muhacir” denildiğinde umumi adına “Balkanlardan gelenler” kendisine bilindiğini gördüklerine meni ederek, “Konumuz Gün Doğusu Karadeniz’dahi Zalim işgali neticesinde oluşan göçmenlik hareketi ve muhacirliğin aslında çabucak Balkanlara galiba olmadığı, bir nice bölgede muhacirliği tığ Türklerin, Müslümanların yaşadığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bursa’nın göçmen şehri ve anne kucağı kabil olduğunu dile getiren Dündar, kentin Balkanlardan, Kafkaslardan ve Anadolu’nun ayrımlı yerlerinden göç aldığını aktardı.

Dündar, zamanında Rusya’nın genişlemesinden kaynaklı göç hareketi yaşandığını anımsatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“1859-1879 yılları arasında Kafkasya’yı 2 milyon kişi metrukiyet etmiştir. Bu göçler sırasında tahminî 300 bin Mütedeyyin öldürülen, 1,5 milyon emanet bile Osmanlı topraklarına sığınmıştır. 1878-1908 döneminde Bursa’bile iskan edilen Katliam ve Kafkas göçmenlerinin sayısı 50-60 bin arasındaydı. 1892 yılı kayıtlarına göre Bursa’ya sevk edilen göçmen sayısı 168 bin 28 dirilik. Bu dönemde Bursa’bile iskan edilen göçmenlerin yaklaşık yüzde 34’ünü Kırım ve Kafkasya’dan gelen göçmenler oluşturmaktadır.”

Konuşmaların ardından sempozyumun koordinatörü Ömer Erdoğan marifetiyle son bildirgesi okundu. Henüz sonraları ise medya tanıtım serencam bildirgesi imza töreni yapıldı.

Sempozyuma Giresun Vali Yardımcısı Muhammet Fellah, Gün Doğusu Karadeniz Projesi Toprak Kalkınma İdaresi Başkanı Kağan Gültekin, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Umumi Sekreteri Mustafa Selim, FİSKOBİRLİK Umumi Heyet Başkanı Lütfi Bayraktar, Giresun Orman Bölge Müdürü Ahmet Tarih, Görele Şehremini Tolga Erener, Doğankent Şehremini Rüşan Istekle, Güce Şehremini Aytekin Boduroğlu, AK Tümen Giresun İl Başkanı Kenan Şekerli, alım müdürleri, sivil topluluk temsilcileri ile akademisyenler katıldı.

Share: